Haber

Adalet Bakanı Bozdağ: “İsveç de Finlandiya da Türkiye’ye talep edilen hiçbir teröristi iade etmedi”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayarak, İsveç ve Finlandiya’dan gelen teröristlerin iadesini istediklerini belirterek, “Bugüne kadar ne İsveç ne de Finlandiya Türkiye’ye iadesi talep edilen hiçbir teröristi iade etmedi. Bazı taleplerimizi de reddettiler.”

Canlı yayınına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terör, siyaset, ülke ve dünya gündeminde olan olayları değerlendirdi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Türkiye’deki seçimlere müdahale edeceğini açıkladığını hatırlatarak, “Türkiye’deki seçimler sadece Türk halkının geleceğini ilgilendirmiyor” dedi.

Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

Bakan Bozdağ, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın aday olduğu dönemde Türkiye’deki seçimlere müdahale edeceğini açıkladığını belirterek, “ABD Başkanı Baka Bey canlı yayında duyurdu. Muhalefete takviye verirdi, The Washington Post, The Economist, Deutsche Welle ve daha birçok medya organı Türkiye’deki seçimlere işaret etmiyor, doğrudan müdahale ediyor, Reuters’te bir ilan vardı hatırlarsanız ‘Manipülasyon olacak’ Kalemi sağlam, ağzı sağlam birini arıyoruz.Artık açıktan ilan veriyorlar.Onun için Türkiye seçimleri sadece Türk milletinin geleceğini ilgilendirmiyor.Bu seçimler doğrudan ABD’nin hesaplarını ve hesaplarını ilgilendiriyor. Hem bölgemizde hem de dünyada Avrupa Konseyi üyesi ülkeleri Cumhurbaşkanımız ulusal bir politika izlemektedir. Türk milletinin hak ve menfaatlerine sahip çıkıyor ve ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyor.

“Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri Batı kompleksi içindeki elit sorunudur”

Türkiye’nin sorunlarına değinen Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı kompleksindeki elit sorununu çözdüğünü belirterek, “Bazıları başkalarına öykünüyor ve kendini küçük görüyor. Aslında Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri Batı kompleksindeki elitler sorunudur. Türkiye. bunun üstesinden gelemedi.” Bu sorunu çözen başkan. Üstesinden gelemeyenlere nasıl aşıldığını da gösterdi. O yüzden direkt olarak bu seçimleri göreceksiniz. Ben bu işi (Konsoloslukları kapatmayı) seçime bağlıyorum. Asıl amaç seçimdir” dedi.

Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

“Şu anda Türkiye’de turizm rezervasyonlarına baktığınız zaman bir patlama var. Bu rezervasyonların durdurulması. İkincisi Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı başka sorunlar var. Çin’de, Rusya’da ve diğer ülkelerde güvenli liman arayan ciddi sermayeler var. Çünkü Avrupa, İngiltere, Rusya vatandaşı iken İngiliz vatandaşı olan Rusların tüm mal varlığına el koydu.Amerika geçmişte de aynısını yaptı ve 11 Eylül’den sonra birçok Arap’ın mal varlığına el koydu.Şimdi kapitalistler görüyor ki Avrupa’nın ve kendi ülkesinin ortası bozulunca veya Amerika ile kendi ülkesinin ilişkileri bozulduğunda o ülkenin vatandaşı da olsa her şeyine el koyuyor.Malını alıyor.Resmen şantaj yapıyor.Yani bu paralar yer arıyor.kendisi için ele geçirilmeyecek bir yer.gerekirse bu para için dünyanın güçlülerine de meydan okuyabilecek.yer ve sermaye türkiyeye dönmüştür. ne el, ‘Türkiye’ye gitme. Bakın terör var. Orada başın belaya girecek. Tanrı korusun, ölebilirsin.’ Yatırımcılara da “Türkiye’ye bir seçim var. Ne olacağı belli değil. Güvenlik riskleri de yüksek” diyor. Seçimler için de olumlu olacaktır. Bunu tüm Türkiye’nin ekonomik girdilerini her açıdan azaltmak için yapıyorlar. Altı puanlık tabloyu pekiştirmek için yapıyorlar. Seçim yaklaştıkça, hukuka aykırı ve ahlaksız yolların yanı sıra farklı durumlarda da aleni bahanelerin ortaya çıkacağına tanık olacağız. Ama bu millet bunları görüyor, bu hesabı biliyor. Seçimi The Economist’in değil, Türk halkının yaptığını gösterecek. Sanırım Türk milleti The Econimist’in kapağını sandığa atacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan yazacak ve bitirecek.”

“Ne İsveç ne de Finlandiya rastgele iade edilen bir teröristi Türkiye’ye iade etmedi”

Şu ana kadar İsveç ve Finlandiya’dan herhangi bir teröristin iade edilmediğini ifade eden Bakan Bozdağ, “Adli makamların talebi çerçevesinde İsveç ve Finlandiya’dan toplam 33 kişi talep ettik. Ayrıca MİT Başkanlığımız da iadesini gerçekleştirdi. Bunları da eklediğinizde bu rakamlar daha yüksek” diyen Türkiye’de yüksek rakamların olduğunu ifade etmek isteriz. Ancak şu ana kadar ne İsveç ne de Finlandiya rastgele iade edilen bir teröristi Türkiye’ye iade etmedi. Bazı taleplerimizi de reddettiler” dedi.

İsveç’te kutsal kitap Kuran’a yönelik saldırılara değinen Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

“İsveç’in hem terör örgütü mensuplarının hem de polisin koruma ve güvencesi altında, Cumhurbaşkanımıza ve onun şahsında milletimize ve devletimize yapmış olduğu Kuran’a ve kutsal kitabımıza yönelik saldırı, hakaret ve saygısızlık” , İsveç polisinin izniyle.Bakanlık olarak İsveç yasalarını inceledim.Baktığınızda hepsi kusur.Hepsi tanıdık ve yasalarında hatalar ve yaptırımlar var.Saygısızlık diyelim Kur’an-ı Kerim tüm dinleri korur İsveç kanunları ve saygısızlık kolaysa iki tane var Ağır ve ağır nitelikte ise bir yıla kadar dört yıla kadar hapis cezası öngörmektedir.Norveç daha sonra buna izin vermemiştir. bizim tepkimiz bu olaylara.Yoksa bu daha önce Norveç’te oldu.Orada da bu saygısızlığı yaptılar.Başka yerlerde de.Yani Kuran-ı Kerim’e saygısızlık ve İslam’ın değerleri korunuyor. Avrupa, İslam düşmanlığı. alenen ve alenen İslam düşmanıdır. Ama faillerine ne olur? Maddeler var, hepsi hata. Uygulamaya baktığınızda değil. “

Bakan Bozdağ, muhalefetin ortak mutabakatında yargıdaki dehşete ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bugüne kadar adli konularda söyledikleri alelade sözler. Hatta bazılarımız yaptıklarımızın farkında bile değil. ‘Özel yetkili mahkemeler uygulamasına son vereceğiz’ diyor. Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırdık. Özel yetkili ağır ceza mahkemelerini kaldırdık. Terörle Teşvik Kanununun 10. maddesine göre kurulan ağır ceza mahkemelerini kaldırdık. Özel yetkili mahkemeleri kaldırdığımızı bilmiyorlar.’ Yargıçlar görevini kötüye kullanırsa tazminat öderiz’ dedi. CMK’nın ilgili maddesini açıp okuyunuz.Misyonunun gereklerine aykırı davranarak CMK’yı kötüye kullandığı sabit olan hakim ve savcıya rücu eder ve sebep olduğu zararı tazmin ederiz. bizim yaptığımız işten haberi yok.Birden fazla bizden intihal tabiri caizse.Özellikle savunma ile ilgili kısımlar,o açıklamalar o kadar açıklama.Yargı Reformu Strateji Belgemiz,orada yazanlar,insan hakları eylem planı orda yazanlar.bizden alıyorlar bir kısmını buraya koyuyorlar ama iyi çalışmadıkları için birden fazla yaptığımızı bilmiyorlar iş sözü veriyorlar tarihi bir adım attık yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından.Biliyorsunuz HSK’nın bakanlıkta genel sekreteri yoktu, işçiler genel müdürüydü.Teftiş bakana bağlıydı, özerk bir bütçesi yoktu. . Bir yöneticiye sahip değildi tratif yapı. Şimdi ne yaptık? Anayasayı değiştirdik, HSK’ ya özerk bir idari yapı kazandırdık ya da özel bir bütçe verdik. , genel sekreterlik kurduk, sekreter kendisi yapıyor ve denetimi bakandan değil direk HSK’ya bağladık. Adalet Bakanının yargı yetkisinin kullanılması konusunda hakimlere söyleyecek sözü yoktur, talimat verme yetkisi yoktur. İdari görevi nedir? Burada komisyon başkanı, yazı işleri müdürü, tutanak yazmanı, adliyede yer değişikliği kurul başkanı tarafından yapılır. İdari görev dediği şey budur. Diğer bir deyişle, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, bu görevleri yerine getirirken, zabıt katiplerini, aşağıdakileri denetleme yetkisine sahiptir. Bunlar idari görevlerdir, adli görevler değildir. İşlerinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Bilmedikleri için sonuçları değerlendirmezler. Örneğin ‘Anayasa Mahkemesi’ni çoğulcu bir kaynaktan seçeceğiz. Çoğulcu bir kaynaktan Hakimler ve Savcılar Kurulu’na.’ Esasen yaptık. Seçkiyi çoğulcu kaynaktan getirdik. Tam olarak takip etmiyorlar. Beni takip etmeleri umurumda değil. Ama en azından ne yaptığımızı yazmayın. Bu bir utanç, bu bir utanç. Umut vermeye çalışıyorlar. Yargıda ne olduğundan haberleri bile yok.” – ANKARA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu